Tetra Pak'ta Uzun Ömürlü Süt Ürünleri Ticari Lideri olan Magnus Ohlson "Doğrudan UHT teknolojisi en iyi ürün kalitesini ve üretimde en yüksek esnekliği sağlaması açısından üstün olsa da, enerji tüketimi açısından dolaylı UHT teknolojisi daha iyi." diyor. Magnus, Tetra Pak'ın ısıtma platformunda son yıllarda gerçekleştirdiği en büyük gelişme olan Tetra Pak Direct UHT ünitesinin piyasaya sürülmesinde yakından yer aldı. Yeni ünite değişken kapasiteye sahip ve 2.000 l/saatten 45.000 l/saate kadar hızlarda çalışacak şekilde tasarlanabiliyor. Magnus genel bir tavsiyede bulunuyor: "Doğrudan UHT'yi seçmek için iyi bir nedeniniz yoksa bunun yerine dolaylı UHT'yi seçin."
Çikolatalı süt buna bir örnektir. Çoğu çikolatalı sütün rengi ve tadı ısıl işleme karşı hassas değildir ve bu nedenle bu süt ürünleri dolaylı UHT ünitesinde ve daha düşük operasyonel maliyetle çok iyi sonuçlar elde edilerek işlenebilir. Rakamlar her şeyi açıklıyor. Tetra Pak Direct UHT ünitesi 1.000 litre ürün başına 7 bar basınçta ortalama 125 kg buhar tüketirken, dolaylı UHT ünitesinde bu rakam sadece 30 kg'dır.
Bu rakamlara rağmen, birçok şirketin doğrudan UHT'yi tercih etmesi için hala iyi nedenleri var. Nitekim, Tetra Pak tarafından satılan her üç UHT ünitesinden biri doğrudan sistemdir.
Magnus Ohlson, "Yüksek kalitenin önemli olduğu birinci sınıf bir UHT ürünü gerektiğinde, doğrudan UHT ilk tercihtir." diyor. Bu durum, doğrudan UHT'nin neden sadece süt ürünleri sanayisinde değil, bitki bazlı içecekler için de popüler bir seçenek olmaya devam ettiğini açıklıyor.
İki sistemin de sağladığı avantajlar var. Magnus Ohlson'un doğrudan veya dolaylı sistem arasında karar veremeyenler için ilginç bir teklif sunuyor: Her ikisini de tek bir ünitede seçin! Bu, daha fazla komponent satın aldığınız için daha büyük bir sermaye yatırımı anlamına gelebilir, ancak daha fazla esneklik elde edersiniz ve yatırım uzun vadede kendini amorti edebilir.
Tetra Pak Direct UHT ünitesinin birçok seçeneğinden biri, doğrudan ve dolaylı UHT'nin aynı üniteye dahil edildiği çoklu mod adı verilen kombine bir ısıtma çözümüdür. Bu sayede, ürüne bağlı olarak bir UHT sisteminden diğerine geçebilir veya ikisini birleştirebilirsiniz. Bu özellik, tesisinizde enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmanızı sağlar.
Magnus Ohlson, "Çoklu mod sistemi, ısı yükleri ile üretim maliyetleri arasında tek bir ünite içinde çok sayıda farklı seçeneğe sahip olmak isterseniz, sizin için uygun bir seçimdir." diye açıklıyor. "Ürününüzün ne kadar ısı yükü gerektirdiği veya tolere ettiği ile üretim maliyetleri arasında bir denge vardır. Bazı ürünlerde olabilecek en düşük ısı yükünü elde etmek istersiniz. Böyle durumlarda doğrudan UHT en iyisidir. Diğer ürünlerse, daha fazla ısı yükü gerektirir veya bunu tolere edebilir. Böyle bir durumdaysa dolaylı UHT doğru seçim olacaktır."
"Yelpazenin diğer ucunda üretim maliyetlerini ve enerji tüketimini göz önünde bulundurmanız gerekir." diye devam ediyor. "Portföyünüzün bir kısmı daha yüksek marjlara ve çok fazla katma değere sahip olabilir, bu nedenle daha yüksek bir fiyat talep edebilirsiniz, ancak portföyünüzün başka bir kısmı daha düşük marjlara olabilir, bu nedenle daha uygun maliyetli bir üretim yöntemini tercih edebilirsiniz."
Çoklu mod seçeneği, müşteriye doğrudan ve dolaylı UHT seçeneklerinin her ikisinin de en iyi özelliklerini sunar. Bu çözüm, belki de hem süt ürünleri hem de bitki bazlı içecekler dahil olmak üzere geniş bir sıvı gıda portföyü üreten gıda işleyicileri için en uygunudur.
Buna karşılık, işleri basit tutmayı tercih eden ve tüm ürünleri için doğrudan UHT kullanan diğer müşteriler de vardır. Doğrudan UHT, geniş bir ürün portföyünde kullanılabilecek kadar esnektir.
Tetra Pak'ta Ürün Müdürü olan Reza Akbari, kendi markaları olmayan ve başka bir şirketin ürünlerini üretmek üzere anlaşma yapan ortak paketleyicileri örnek gösteriyor. Reza "ABD'de ortak paketleyicilere çok sayıda doğrudan UHT ünitesi sattık. Onlardan sadece üretim kapasitesi satın alıyorsunuz ve onlara bir tarif veriyorsunuz. Yani birçok farklı ürün sunuyorlar. Bu müşterilerin çoğu, tek bir ünitede birden fazla tarif üretme imkanına sahip olmak istedikleri için doğrudan UHT'yi tercih ediyor." diyor.
Öncülü Tetra Therm® Aseptic VTIS ile karşılaştırıldığında, Tetra Pak Direct UHT ünitesinin yoğunlaştırıcısı genleşme kabından ayrıdır. Yoğunlaştırıcı, artık önceki modele göre daha yüksek sıcaklıktaki suyla çalışır. Sonuç olarak, soğutma suyu görevini tamamlayıp yoğunlaştırıcıdan çıktığında, eskisinden daha yüksek bir sıcaklığa sahip olur. 10 °C'ye kadar fark oluşabilir. Sıcaklık arttıkça bu su, ısı geri kazanımı için daha değerli hale gelir. Isı, daha sonra örneğin ön üretim prosesinde yeniden kullanılabilir.
Buna ek olarak, yoğunlaştırıcı daha yüksek sıcaklıkta suyla iyi çalışabildiğinden dünyanın birçok yerinde buzlu su kullanmak gerekmez. Soğutma suyu 35 °C'nin altında olduğu sürece kullanılabilir.
Aseptik hazırda bekleme fikri, ünite su sirkülasyon moduna geçtiğinde akışı azaltmak, ancak tesisin aseptik durumunu kaybetmemeye yöneliktir. Yani hazırda bekleme moduna geçtiğinizde, su akış hızı azaltılır, homojenizasyon basıncı kapatılır, buhar tüketimi minimuma indirilir ve son soğutma kapatılır. Bu, hazırda bekleme sırasında buhar, su ve elektrik tüketimini %60 azaltmanızı sağlar.
Gelecekte bir Tetra Pak Direct UHT ünitesindeki enerji kayıplarını daha da azaltmak istiyoruz. Bu nedenle yoğunlaştırıcıdan çıkan soğutma suyunun ısısını yeniden kazandıracak bir yüksek sıcaklık kuvvetli ısı pompası kullanmak üzere ortak bir geliştirme projesi başlattık. Gelecekte, ısı pompalarını doğrudan UHT uygulamalarımızda buhar tüketimini azaltmak için verimli bir rejenerasyon sistemi olarak görüyoruz. Isı pompaları, günümüzde 200 °C'ye kadar buhar üretebilen birkaç ısıtma teknolojisinden birini temsil ediyor. Bu sıcaklık, doğrudan UHT için gerekli olan sıcaklıktır.
Yüksek sıcaklık kuvvetli ısı pompası üzerine yapılan bir çalışmada, 1 kW elektrik gücü kullanılarak 2 kW ısı çıkışı elde edilebildi. Bu, ısı pompasını enerji açısından geleneksel kazanlara göre çok daha iyi bir ısıtma alternatifi haline getiriyor. Ayrıca, yenilenebilir elektrik kullanan bir ısı pompası, gaz veya petrol yakıtlı bir kazana kıyasla CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltma potansiyeli taşıyor. Yüksek sıcaklık kuvvetli ısı pompalarından daha çok şey bekliyoruz.
Verimlilik söz konusu olduğunda, hat otomasyonu en ideal senaryodur. Otomasyon ve dijitalleştirme, verileri paylaşarak bir UHT tesisinin performansını analiz etmeye yönelik karmaşık yeni yollar ortaya çıkarıyor.
Bir müşteri bize gerçek zamanlı performans verilerine erişim izni vermeye gönüllüyse, bu veriler uzmanlığımızla işlenerek Varlık Sağlığı İzleme servisi sunulabilir. Bu sayede, parçaların aşınma durumu izlenebilir ve gerçekten arızalanmadan önce değiştirilebilir. Bakım sorunları hızla çözülebilir. Bu da plansız kesintiyi en aza indirerek tesisin daha verimli bir şekilde çalışmasını sağlar.
Magnus Ohlson, müşterilerini bu servis seçeneğini benimsemeye teşvik ediyor: